İş hukuku, işçi hakları, çalışma koşulları, işçi ücretleri, sendikalar ve işveren-işçi ilişkileri ile ilgili konuları inceleyen hukuk dalıdır. İş Hukuku, toplumdaki bireylerin iş ilişkilerini, iş ve çalışma hayatını düzenleyen uyulması zorunlu kuralların bütünüdür. İş hukukunun toplumsal yaşam içinde düzenlediği ilişkiler iş ilişkileridir.
Bununla birlikte, iş hukuku tüm iş ilişkilerini düzenlemez. Bir iş ilişkisinin iş hukuku kuralları ile düzenlenmesi için işin hizmet akdine dayalı olması gerekmektedir. Bu akdin tarafları işçi ve işverendir. İş sözleşmesinin tarafları arasındaki hukuki ilişki; işveren adına ve hesabına iş görmesine yol açarak, işçiyi işverene bağımlı kılar.
Hukuken “tabiiyet” olarak da ifade edilen bu bağımlılık Kanun’un deyimiyle teknik, ekonomik ve hukuki bağımlılık olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle kendi nam ve hesabına bağımsız olarak çalışan esnaf ve sanatkârlar, serbest meslek sahipleri ile iş sözleşmesi dışında eser sözleşmesi, vekalet akdi gibi sözleşme türlerine bağlı olarak çalışan müteahhitler ve iş sahipleri ya da vekiller ile müvekkilleri arasındaki iş ilişkileri iş hukukunun düzenleme alanı dışında kalır. Yine statü hukukuna bağlı olarak çalışanların iş ilişkileri de iş hukukunun dışında kaldığından kamu görevlilerinin, yani memurların iş ilişkileri idare hukuku tarafından düzenlenir.
İş hukuku mevzuatının esas kanunu olan 4857 sayılı İş Kanunu, hem çalışanı hem de işvereni koruyan ve devletle ilişkilerini düzenleyen kanundur. Kanun ile çalışan ve işveren arasındaki hükümler belirlenir ve herhangi bir uyuşmazlık halinde iki taraf arasındaki anlaşmazlık giderilir.
İş mahkemelerinin kuruluş, görev, yetki ve yargılama usulü ise 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nda düzenlenmiştir. İş uyuşmazlıkları kural olarak iş mahkemelerinde görülmektedir. İş mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise asliye hukuk mahkemelerinde görülmektedir.
İşçi ve işveren arasındaki bireysel nitelikteki iş ilişkilerini düzenleyen kurallar, iş hukukunun bireysel iş hukuku olarak adlandırılan dalını oluşturmaktadır. Örneğin; iş ilişkisinin kurulması, düzenlenmesi, son bulması ve sonuçları, çalışma yaşamının denetlemesi gibi konular bireysel iş ilişkisinin temel konularıdır.
İşçilerin ve işverenlerin sendikaları ile, bu sendikalarının hem birbirleriyle hem de devletle olan karşılıklı iş ilişkileri ve bu ilişkilerden doğan uyuşmazlıklar iş hukukunun toplu iş hukuku olarak adlandırılan bir diğer dalını oluşturur. Sendikalara üye olmak, üyelikten doğan hak ve yükümlülükler, üyeliğin son bulması ve sonuçları, sendikaların kurulması, yönetimi ve faaliyetleri, toplu iş uyuşmazlıkları, grev ve lokavt toplu iş ilişkilerinin temel konularıdır.
Toplumda bireyler ile sosyal sigortalar, sosyal yardımlar ve sosyal hizmetler arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk dalı ise sosyal güvenlik hukuku olarak adlandırılmaktadır. Hiçbir ayrım gözetmeden bir ülkedeki tüm bireylerin, yaşamları boyunca karşılaşabilecekleri risklere karşı “sosyal güvenlik sistemleri”ile korunma sağlanmaya çalışılmaktadır. Sosyal güvenlik sistemleri bu işlevlerini 3 temel araçtan yararlanarak yerine getirirler. Bunlar, “Sosyal sigortalar”, “Sosyal yardımlar”ve “Sosyal hizmetler”dir.